Gidengelmez dağları, taşağıl mağarası


http://www.youtube.com/watch?v=hGfu_ss0hek&feature=youtu.be

Taşağıl-Gidengelmez dağları Boynuzcu Mağarası.


Yaz aylarında Gidengelmez dağlarında çalışmak üzere, bölgeden gelen ihbarı değerlendirmek, olası ihbarlara bakmak, bölgenin çoğrafi şartlarını anlamak amaçlı 3 kişilik ekibimiz bölgeye hareket etti. Ekip’te senelerin mağaracası Bülent GENÇ ve Ender USULOĞLU bölgeye yaklaştıkça , içlerindeki mağara aşkı yavaş yavaş ortaya çıkarken, gördükleri her potansiyel yamaca ve vadiye, kesin burada mağara vardır diyerek beklentileri yükseltiler. Aslında çok da haksız değiller, bölge Taşeli platosu ile beraber değerlendirilirse, Akseki, Gidengelmezler, Taşeli Anadolu’nun bugüne kadar ki en ciddi derinliğe ve uzunluğa sahip mağaralarını ortaya sundu. Bu iki eski kurt o kadar iyi mağara kokusu alıyorki, Sevgili Bülent Bugüne kadar bulunmuş en derin mağara’nın (Peynirlikönü) girişini fark eden mağaracımız. Ender Usuloğlu’da hala rüyalarında mağara görüyormuş,(eşi sevgili Canan alınmasın).
Uçaktan inip Taşağıl’a varmamız 14.00 ü buldu. Bu saatten sonra mağaraya gidilmez diyen belediye başkanını ikna ettikten sonra, yerel rehber eşliğinde yaklaşaık 1700 metreden 1950 metreye çıkan ve yaklaşık 1,5 saat 2 çantalı , yürüyüşümüz başladı. Civarda 15cm kar ve -2 derece sıcaklık altında, mağaranın ağzına ulaştık. Mağara, çöküntü sebebi ile kendini ortaya çıkaran, ağzı yamaçta güneybatı istikametine bakan, çam ağaçları arasında , çok güzel bir vadiye bakan yamaçın üstünde bulunuyor. İlk iniş yaklaşık 10 metre Srt ile yapıldı. İlk holden sonra mağara 2 ana kola ayrılıyor, Sağdan giden ilk kolun devamında benim de bugüne kadar gördüğüm en büyük salonu (Le Grotte Lübnan dışında) ve sarkıt ve dikitlerden oluşan , oluşumlar yaklaşık çapı 12 metre görmek mümkün oluyor. Boynuzcu mağarası oluşumunu tamamlamış gibi ama su girişleri ve oluşumlar olmaya devam ediyor. Özellikle su kurnaları çok ilginç. Salonun sonunda galeri yukarı doğru 10 metre kadar tırmanıp, daralla son buluyor. Soldaki 2ci kol ise daha derine gidip kendi içinde 2 yan kola ve salona açılıyor. İlk soldan devam eden kol daral ile bitiyor, 2ci sağ kol ise bir ufak salona ve 5 metre yukarısında daralan dar bir galeriye uzanıyor. Mağara doğal sınırları itibari ile koruma alanının kenarına dayanmış durumda. Beklenti Mağaranın turizme kazandırılması(yöre halkı isteği) ama mağara içinde kaçak kazılar yapılmış ve tahribat oluşmuş. Bu tahribatlar bana karayolları fıkrasını hatırlattı. Türkiye’de 60 yıllarda karayolu hamlesi başlatılıyor. Heryere asfalt yol yapılırken bu işin uzmanı yabancılar, Diyorkı ya, en kısa yol olduğunu nasıl harita üstünde belirliyorsunuz. Bizimkiler ise kısaca, bizim bir karakaçan var , öne onu salıyoruz,o yol gösteriyor, bizde yapıyoruz. E peki diyorlar hiç mi? Dağ, tepe karşınıza çıkmıyor, o zaman ne yapıyorsunuz.? Cevap : Sizi Çağırıyoruz.! Traji komik benzer memleket hikayelerimizden , bizde mağaracı kimliği olarak genelde iş işten geçtikten sonra çağrılıyoruz. Ve zararın geri dönüşü mümkün olmuyor. Biz bölge halkına, bu çevrenin ekoturizm kapsama altında gezi –tracking parkurları olması, rehberlerin yerel olması, bölgede bulunabilecek olası mağaralarada izin ve para ile girilmesi, gibi projelerin oluşturulabileceği, ama klasik anlamda aç mağarayı turizme kısmının mağaraya zarar vereceğinden bahsettik Mağara çıkışımız 24.00 bulduğu için(ölçümler video, fotograf) bizi dışarıda bekleyen rehberler donmamak için geri dönmüşlerdi. Ayaz ve ay ışığı altında, şiddetli esen rüzgar ve karda izleri bularak yaklaşık 1,5 saatte arabaya ulaştık. Son noktada önümden geçen tilki, bana burada ne yapıyorsunuz der gibi bir bakış atıp, karanlıkta kayboldu. Gece içilen işkembelerden sonra otel odasında bol horlamalı bir uyku atıp, ertesi günü beklemeye başladık.
Ertesi gün, olası ihbarlara bakmak için yerel rehberlerle yaklaşık 2000 metre irtifaya dik bir yamaçtan kar içinde sırtımızda çantalar ile birlikte tırmanış yaptık. Bizim eski 2 kurt oflasalar, puflasalarda yeni bir mağara bulurmuyuz heyecanı ile yarım zirve yaptılar. Ancak kar içinde delik bulunamadığı için geri dönüş yolunda 1750 metre irtifada 25 metre derinliğinde bir cık deliğine Bülent ile girip ölçüm yapıp çıktık.(içimden dedimki 2 dalış okulu sahibi işi gücü bırakmış dağlarda turluyor) Sevgili Bülent yaratıcı döşeme tekniklerinden , pek kitaplarda görülmeyen(horoz bağlama stili ile) çok başarılı bir döşeme gösterdi. Literatüre geçmesi açısından paylaşıyorum. Dönüşümüz gidengelmezlerin nefis manzarası ve Cevizli üstünden oldu. Cevizli deyinde Düdenci’ğe bakmamak ve güzel bir et yememek olmazdı. Düdencik kısmı bir nostalji olmakla beraber , benimde ilk ciddi mağaramdı. Kısacası 20 senelik Anadolu mağara camiasının , anılarından, tecrübelerinden ve pratiklerinden faydalandığım, eski ve yeni zamanların birbirine karıştığı, zevkli bir gezi sonrasında evimize döndük.

Gezi Ekibi: Bülent Genç ,Ender Usuloğlu, Ali Hakan Eğilmez

Yazı: Ali Hakan Eğilmez

Bize Ulaşın


Sosyal Medyada Biz

Bizi Takip Etmeyi Unutmayın !

İletişim

Email : hakan[et]divebubbleclub.com

Telefon : 0212 264 57 74

Adres :

İstinye mahallesi, Koru Caddesi No 4/2 Sarıyer İstanbul pk. 34460.